4 Mart 2019 Pazartesi

Bir Sükut-u Hayal Altında Çocukluk

Merhaba! Herkes nasıl? Beni sorarsanız iyiyim. En son yazımın üstünden yedi yıl geçmiş, ben de öyle savrulmuş gitmişim. İnsan garip bir şekilde savrulma konusunda yapraktan daha başarılı. 

Bazen, hayat çok yoğunken sanki bir sürü şey yapıyorum ve hiçbir şey yapmıyorum. Kafamda bir sürü bilgi var ama sanki bir şey bilmiyor da gibiyim. Şu an, (tam şu andan bahsetmiyorum, tam şu andan bahsetseydim metroda olduğumu söylerdim.) bi durup kafamı toplamam gereken yerde miyim yoksa aslında iki kulaç daha atsam karayı görebilecek bir konumda mıyım bilmiyorum. 

Unutamadığım bir anı var. Çok küçüğüm. Bebek değilim ama yedi yaşındaki biri altı yaşında değilseniz sizin için de küçüktür. Altı yaşındaysanız ve bu yazıyı okuyorsanız, gidiniz  sokakta saklanbaç oynayınız yavrum, yok artık. Neyse anıma dönersek, o an dünyanın en çaresiz insanıydım. Bu kanıtlanmış bi gerçek isteyene belgeleri gönderirim. Tubitak kanıtladı. Ödevim var, bir kitap sayfası deftere geçirilecek. Odam arka bahçeye bakıyor ve arkadaşlarım dışarda oyun oynuyor. Arkadaşlarım sanki ilk defa bu kadar çok eğleniyor. Dün kavga ettiğim arkadaşlarım aslında ne kadar da süper insanlarmış. Ne güzel sesleri geliyor. Çalışma masam tam pencerenin önünde ama yüzüm kapıya bakıyor. Yani duyuyorum ama göremiyorum. Okuldan gelmişim ve zaten dışarıda hava kararmadan geçirebileceğim süre kısıtlı. Annem de diyor ki ödevini bitir çık. Tüm o sesleri, cıvıltıları duya duya ilk paragrafı yazıyorum. Canım arkadaşlarım, bekleyin beni. Yazdıkça geçen zamanın telaşı da var üstümde. Son paragrafı da yazıyorum. Sonra tam kapatıcam defteri ve tüm kış ahıra kapatılan ineklerin baharda dışarı salındıkları gibi atıcam kendimi çayıra çimene. Arkadaşlarımı çok seviyorum. Ama dışarı çıkamıyorum, olmuyor. Hepi topu iki paragraflık sayfayı yanlış yazmışım. O telaşla ilk paragrafı iki kere yazmışım, son paragrafı hiç yazmamışım :') 

Vazgeçiyorum, ödevi yapmıycam. Ama aşağı da inmiycem. Tüm hevesim kaçıyor. Daha 2. sınıfa giden bir bebenin tüm oynama hevesinin kaçması nasıl bir sükut-u hayalin ürünüdür tahmin edebilirsiniz. Özür dilerim kendim keşke o gün dışarı çıksaydım. 

Gözyaşlarım;
pıt
pıt

.

not: Bir Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç. Başlık yazarken aklıma geldi, böyle bir şey çıktı. Teşekkürler iyi günler herkes kendine ÇOK iyi baksın. 

Satılık 2. El Akrilik Boya ( Boya takıntısı olan aramasın)

"Öyle geçerdik ki kaldırımları, sanki bu düşenler biz değiliz!" -Yeditepe İstanbul. Şu günlerde herkes evde ve bir şeylerle uğra...